Kırsal alanda kaybolan insanların genellikle farkında olmadan daireler çizerek dolaştığı gözlemi ​sciencedaily.com, arama-kurtarma (AK) stratejilerinin planlanmasında önemli ipuçları sunar. Bu raporda, kaybolan bireylerin psikolojik ve davranışsal tepkilerinden arama ekiplerinin organizasyon yapısına, teknolojik desteklerden arama yöntemlerine, eğitim faaliyetlerinden hukuki ve etik boyutlara kadar kapsamlı bir analiz yapılacaktır. Analiz, güncel akademik yayınlar, saha raporları ve uzman görüşlerine dayandırılmıştır.

1. Kaybolan Bireylerin Davranış Modelleri ve Psikolojik Eğilimleri

Kaybolan kişiler çoğu zaman yön duygularını kaybederek hedefsizce hareket eder. Popüler inanışın aksine herkes paniğe kapılmaz; genellikle ilk tepki şok, inanmama ve mahcubiyet şeklindedir ​safetyphd.com. Örneğin 13 vakalık bir analizde, çoğu kayıp kişinin “kimsenin beni aramadığı” şeklinde irrasyonel bir inanca kapıldığı ve bu yüzden seslenip yardım çağırmadığı saptanmıştır​safetyphd.com. Bu psikolojik “haritayı eğip bükme” evresinde kişi, kaybolduğunu kabullenmeyip etrafındaki ipuçlarını kendi bildiği rotayla eşleştirmeye çalışır​onlinecaveman.com. Ancak işlerin yolunda gitmediği anlaşılınca yoğun bir savaş-kaç tepkisi ortaya çıkar: Adrenalin yükselir, kalp atışı hızlanır, ölüm korkusu belirir​ onlinecaveman.com. Neyse ki bu güçlü panik genelde kısa sürelidir ve çoğu insan bir müddet sonra durulup durumdan çıkış planı yapmaya girişir​ onlinecaveman.com.

Yön kaybı yaşayan bireyler, dış referans noktaları olmaksızın düz bir çizgide ilerleyemez ve çoğu kez kendi çizdikleri dairelerin farkına varmadan dönüp dolaşırlar​sciencedaily.com. Bu olgu bilimsel deneylerle de kanıtlanmıştır: Güneş veya ay gibi sabit bir referans olmadığı bulutlu havalarda, deneklerin ormanda sürekli kendi izlerine yakın rotalarda dolaştığı GPS ile kaydedilmiştir​sciencedaily.com. İçe dönük içsel pusulamız küçük hatalar biriktirdikçe sapma yapar ve kişi düz gittiğini zannederken aslında kavis çizer​onlinecaveman.com. Bu nedenle kayıp birey aynı yere defalarca yaklaşabilir, hatta kendi bıraktığı izleri fark etmeden yeniden geçebilir​sciencedaily.com.

Barınma ve hayatta kalma içgüdüsü de devreye girer. Deneyimli avcılar havanın kararmasıyla ilerlemeyi bırakıp basit de olsa barınak kurar ve günün ilk ışıklarıyla kendi başlarına çıkmaya meylederler​safetyphd.com. Benzer şekilde küçük çocuklar ise enerjileri tükenince rastgele bir yerde uykuya dalabilir ve üzerlerinin yapraklarla örtülmesi gibi sebeplerle bulunmaları zorlaşır​safetyphd.com. Çocuklar mesafe ve yön tayininde yetişkinler kadar başarılı değildir; çoğunlukla bildik gördükleri bir yere sığınmaya çalışır veya gelişigüzel hareket ederler​safetyphd.com. Hatta 4-6 yaş aralığındaki çocuklar yabancılardan korkutulduğu için, arama ekiplerinin seslenişlerine yanıt vermeyebilirler​safetyphd.com. Yetişkinler ise genellikle patikalara sadık kalır, bazen çevreyi taramak için tepeye tırmanır ama nadiren bilinçli olarak geri döner ya da dümdüz ilerlerler​safetyphd.com. Bu nedenle, kayıp bir yetişkini ararken öncelikle mevcut patikalar ve çevresindeki belirgin noktalar taranır. Morali bozuk veya intihar eğilimli kişiler fazla uzaklaşmaz, hatta kasıtlı olarak saklanabilirler​safetyphd.com. Özetle, kayıp kişilerin davranışları; yaş, fiziksel durum ve içinde bulundukları psikolojiye göre değişse de, belirli kalıplar tekrar eden şekilde gözlemlenmiştir. Nitekim 800’den fazla vaka incelemesinde, kayıpların sadece %0,25’inin (yalnızca 2 kişi) bulundukları yerde sabit kalarak arama ekiplerini beklediği rapor edilmiştir​onlinecaveman.com. Çoğunluk ya amaçsızca dolaşmakta ya da çıkış yolu bulma umuduyla hareket etmektedir.

Bu tipik davranış kalıplarının bilinmesi, arama stratejilerinin şekillendirilmesinde kritiktir. Örneğin, Robert Koester’ın geniş kayıp vaka veritabanı çalışmaları, farklı kategorilerdeki kişilerin belli mesafe içinde bulunma olasılıklarını istatistiksel olarak ortaya koymuştur​onlinecaveman.comonlinecaveman.com. Buna göre kayıp insanların %50’den fazlası son görüldükleri noktadan en fazla 3 kilometre mesafede bulunurlar​safetyphd.com. Ayrıca vakaların yarısı arama başladıktan sonraki ilk 3 saat içinde sonuçlanmaktadır​onlinecaveman.com. Bu tür veriler, arama yöneticilerine kayıp kişinin muhtemel hareket tarzı ve menzili hakkında değerli öngörüler sağlar. Sonuç olarak, kayıp birey paniğe kapılıp düzensiz hareket etse de, davranışlarının tamamen rastgele olmadığı ve belirli psikolojik tepkiler ile arazi kullanım eğilimleri gösterdiği bilimsel olarak desteklenmiştir. Bu bilgiler ışığında, arama kurtarma ekipleri nerede arayacaklarına ve nasıl bir yöntem kullanacaklarına dair daha bilinçli kararlar alabilirler.

2. Arama Kurtarma Organizasyonlarının Yapısı, Liderlik ve Ekip Koordinasyonu

Etkili bir arama-kurtarma operasyonu, iyi yapılandırılmış bir organizasyonel şemaya ve güçlü liderliğe dayanır. Geçmişte, büyük çaplı olaylarda koordinasyon eksikliği, bilgi kargaşası ve iletişim kopukluğu gibi sorunlar yaşandığı görülmüştür​dergipark.org.tr. Bu sorunları aşmak için geliştirilen Olay Komuta Sistemi (Incident Command System, ICS), tüm ekiplere rol ve sorumluluklarını net olarak tanımlar. Literatürde, arama kurtarma faaliyetlerinde mutlaka bir sistem dâhilinde çalışılması gerektiği vurgulanmış; Amerikan FEMA kurumu da uygun bir örgütsel yapının önemini özellikle belirtmiştir​dergipark.org.tr. Bu yapı sayesinde, ekipler arasında uyum sağlanır ve kaynaklar verimli kullanılır.

Bir arama operasyonunda genellikle Olay Komutanı (IC) veya Arama Yöneticisi durumu yönetir; planlama, operasyon, lojistik ve iletişim gibi alt birimler oluşturulur. Liderlik, sadece emir vermek değil, aynı zamanda ekip içinde güven tesis etmek anlamına gelir. Kritik durumlarda ekibi yönlendirecek ve koordinasyonu sağlayacak bir lidere duyulan ihtiyaç, araştırmalarca da ortaya konmuştur​dergipark.org.tr. Daughenbaugh (2002), arama kurtarmada liderlik fonksiyonunun üç temel unsuru olduğunu belirtir: yetki, sorumluluk ve mali sorumlulukdergipark.org.tr. Lider konumundaki kişi, tamamen kendi bilgi, beceri ve deneyimine dayanarak inisiyatif almalı ve ekibini araziye sevk ederken onlara gerekli güveni vermelidir​dergipark.org.tr. Bu, hem ekip moralini yüksek tutar hem de hızlı karar almayı kolaylaştırır.

Ekip koordinasyonunda, görev dağılımının adil ve beceriye uygun yapılması önemlidir. İdeal bir AK ekibi içinde saha ekip liderleri, haberleşme sorumluları, ilk yardım görevlileri ve lojistik destek gibi rollere ayrılmış üyeler bulunur. Her birimin görev tanımı net olmalı ve birbirleriyle kesintisiz iletişim hâlinde çalışmalıdır. Örneğin, bir saha arama ekibi belirli bir bölgeyi tararken, komuta merkezindeki planlama birimi harita üzerinde diğer ekiplerin ilerleyişini izler ve gerektiğinde stratejiyi günceller. Bu esnada haberleşme sorumluları telsiz ve uydu telefon gibi araçlarla bilgi akışını sağlar. Birden fazla kurum veya gönüllü grup sahada ise, birlikte çalışabilirlik protokolleri önceden belirlenmeli, hiyerarşik komuta zinciri herkesçe kabul edilmelidir. Nitekim Türkiye’de afet ve acil durumlarda farklı ekiplerin koordinasyonu mülki idare amiri (vali/kaymakam) veya AFAD gibi resmi kurumlar tarafından sağlanır ve tüm ekipler bu ortak komuta altında görev yapar​dergipark.org.tr.

Liderlik boyutunda, ekip içi iletişim kadar dış paydaşlarla iletişim de hesaba katılmalıdır. Medya, kayıp yakınları ve yerel halkla etkileşimde doğru bilgi akışı ve şeffaflık gözetilmelidir. Aksi halde bilgi kirliliği ya da yanlış beklentiler oluşabilir. Ayrıca, büyük çaplı aramalarda görev kayması (mission creep) yaşanmaması için liderin odak noktasını koruması gerekir. Araştırmalar, AK liderlerinin karşılaştığı sorunların sadece teknik değil, aynı zamanda insan yönetimiyle ilgili olduğunu göstermiştir​dergipark.org.trdergipark.org.tr. Örneğin, farklı ekiplerden gelen gönüllü liderlerin öne çıkma arzusu veya medyatik olma isteği koordinasyonu zorlaştırabilir​dergipark.org.tr. Bu nedenle lider, ekip içi uyumu ve disiplinini sağlarken aynı zamanda alçakgönüllü ve işbirlikçi bir kültür yaratmalıdır.

Sonuç olarak, arama kurtarma operasyonlarında başarılı olmak için yapılandırılmış bir organizasyon şeması ve etkin liderlik şarttır. Her ekip üyesi ne yapacağını ve kime rapor vereceğini bilirse, karmaşık ve stresli arama süreçleri çok daha düzenli ilerler. İyi organize olmuş bir AK ekibi, doğru kararları hızlı alarak kayıp kişiye daha çabuk ulaşabilir ve hayatta kalma şansını artırabilir​onlinecaveman.com.

3. Teknolojik Destek Sistemleri (İHA’lar, Termal Kameralar, GPS, Yapay Zekâ vb.)

Gelişen teknoloji, arama kurtarma faaliyetlerinde çarpan etkisi yaratmaktadır. Özellikle insansız hava araçları (İHA, drone) sayesinde daha önce ulaşılamayan bölgelere hızla erişmek ve havadan tarama yapmak mümkün olmuştur. Örneğin, Himalayalar’daki 8.000 metrelik Broad Peak dağı civarında kaybolan bir dağcının, diğer ekipler tarafından “muhtemelen ölmüştür” denilerek terk edildiği noktada, bir drone yardımıyla hayatta bulunduğu çarpıcı bir vakada rapor edilmiştir. Dağcı, bir buz duvarına tutunmuş vaziyette, 36 saat boyunca tek başına kalmasına rağmen drone kamerası sayesinde tespit edilmiş; GPS ile konumu işaretlenen kazazede birkaç saat içinde kurtarılabilmiştir​scientificamerican.com. 2019 tarihli bu olaya dair tıbbi makale, “drone kullanılmasaydı kazazedeyi bulmak ve bu kadar hızlı kurtarmak muhtemelen mümkün olmayacaktı” sonucuna varmıştır​scientificamerican.com. Bu örnek, İHA’ların zorlu koşullarda bile “gökyüzündeki yapay gözler” olarak görev yapıp can kurtarabildiğini göstermektedir.

Himalayalar’da 26.400 fit irtifada kaybolan bir dağcı, arama ekiplerinin sahip olduğu drone sayesinde tespit edilip kurtarılmıştır. Geniş alanları hızla tarayabilen İHA’lar, özellikle kayıp kişilerin yerinin tam olarak bilinmediği durumlarda arama kurtarmacıların en büyük yardımcılarından biri haline gelmiştir.

İHA’ların yaygınlaşması ve kolay kullanılabilir hâle gelmesiyle, arama ekipleri geniş arazileri kısa sürede tarayıp arama sürelerini kısaltmakta ve ekiplere daha fazla güvenlik sağlamaktadırscientificamerican.com. Geleneksel olarak yerde saatler sürecek ve riskli arazilerde insan sağlığını tehlikeye atabilecek tarama faaliyetleri, artık drone’lar yardımıyla havadan hızla gerçekleştirilebilmektedir. Üstelik drone’lara entegre termal kameralar gece veya sık orman örtüsü gibi görüşün kısıtlı olduğu koşullarda vücut ısısını algılayarak kayıp kişiyi tespit etme olasılığını artırır. Ormanlık alanda yaprakların arasında gizlenmiş bir insanı çıplak gözle görmek zor olsa da, kızılötesi termal görüntüleme ile anormal ısı kaynakları (insan vücudu gibi) belirlenebilir. Nitekim Avusturya’da yapılan bir çalışmada, bir drone’a takılan özel optik sistemle ağaç tepeleri kasıtlı olarak bulanıklaştırılıp altındaki zemin netleştirilerek “hava kaynaklı optik kesit alma” tekniği geliştirilmiştir. Bu teknikle yaprakların oluşturduğu engel dijital olarak ortadan kaldırıldığında, normalde görünmeyen hedeflerin (örneğin kayıp bir insanın vücudu) tespit oranı %90’ın üzerine çıkmıştır​scientificamerican.com. Dahası, bir drone sürüsü senkronize şekilde kullanılarak hareket hâlindeki hedeflerin dahi benzer başarı oranlarıyla izlenebildiği rapor edilmiştir​scientificamerican.com. Bu gelişmeler, ormanlık ve engebeli arazilerde bile teknoloji desteğiyle kayıp kişileri bulmanın çok daha mümkün olduğunu göstermektedir.

Küresel Konumlama Sistemi (GPS) ve coğrafi bilgi sistemleri de arama kurtarmada vazgeçilmez hale gelmiştir. Arama ekipleri, elde taşınan GPS cihazları veya akıllı telefonlar aracılığıyla kendi konumlarını ve taradıkları alanları kayıt altına alır. Bu sayede hangi bölgelerin zaten arandığı, hangilerinin henüz kontrol edilmediği anbean harita üzerinde işaretlenebilir. Örneğin ABD’de Chaffee County ekibi, bir mobil komuta merkezinde büyük ekranlarda drone kamerasından gelen canlı görüntüleri ve harita üzerinde drone’un konumunu aynı anda izleyecek bir sistem kurmuştur​scientificamerican.comscientificamerican.com. Benzer şekilde, yerdeki ekiplerin GPS izleri de komuta merkezine aktarılarak arama örtüsünde boşluk kalmaması sağlanır. Termal drone görüntüleri, yapay zekâ algoritmalarıyla gerçek zamanlı analiz edilerek insan silüetine benzeyen şekiller tespit edilebilmektedir​scientificamerican.com. Örneğin Hırvatistan’da bilim insanları, bölgesel arama-kurtarma operasyonlarında drone’larla toplanmış görüntülerden oluşan bir veri setiyle bir yapay sinir ağını eğitmiş ve bu ağın havadan çekilen görüntülerde insanları otomatik olarak tanıyabildiğini göstermiştir​scientificamerican.com. Keza İskoçya’da araştırmacılar, drone kameralarından gelen verileri güçlü bir bilgisayar gerekmeden yerinde işlemeye yönelik bir nesne tespit yazılımı geliştirmektedir​scientificamerican.com. Bu sayede ormanlık veya engebeli arazide drone operatörünün gözden kaçırabileceği ipuçları, yapay zekâ tarafından algılanıp ekiplere uyarı verilebilecektir.

Yapay zekâ sadece görüntü işleme değil, arama planlaması konusunda da devreye giriyor. Arama bölgesinin ve kayıp şahsın özelliklerine dayalı olarak olasılık haritaları oluşturmak ve drone’ların veya ekiplerin izleyeceği en verimli rotayı belirlemek için algoritmalar geliştirilmektedir. Örneğin 2024 yılında yayımlanan bir çalışmada, derin pekiştirmeli öğrenme (deep reinforcement learning) yöntemiyle drone’ların arama yollarını optimize eden bir algoritma sunulmuştur​pubmed.ncbi.nlm.nih.gov. Bu algoritma, arazi ve kayıp kişi hakkında önceden bilinen verileri (ör. son görüldüğü yer, olası gittiği yönler) bir olasılık dağılım haritası olarak kullanmakta ve drone’un bu haritada en kısa sürede en yüksek bulunma olasılığına ulaşacak rotayı öğrenmesini sağlamaktadır​pubmed.ncbi.nlm.nih.gov. Simülasyonlu deneylerde, bu yapay zekâ tabanlı yöntem, geleneksel arama planlamalarına kıyasla belirgin ölçüde daha hızlı sonuca ulaşmış; kritik süre kazanımı sağlayarak gerçek hayatta “hayat ile ölüm arasındaki farkı yaratabilecek” bir üstünlük elde etmiştir​pubmed.ncbi.nlm.nih.gov.

Son olarak, iletişim teknolojileri de AK operasyonlarının önemli bir parçasıdır. Radyo sistemleri çekim alanı dışında kaldığında, uydu haberleşme cihazları devreye girer. Hatta yeni yaklaşımlardan biri, sinyalin ulaşmadığı vadilerde veya dağ ardında kalan bölgelere radyo aktarmak için drone’ları uçan baz istasyonları veya tekrarlayıcılar (repeater) olarak kullanmaktır​scientificamerican.com. Bu sayede yerdeki ekiplerin ve kayıp kişinin cep telefonu veya vericisinin sinyali havadan diğer ekiplere iletilebilir. Tüm bu teknolojik yenilikler, arama kurtarma çalışmalarını çok boyutlu olarak geliştirmektedir: Daha hızlı, daha geniş alanda, daha güvenli ve daha akıllı arama yapma imkânı doğmuştur. Sonuç olarak günümüz arama-kurtarma stratejileri, insana dayalı becerilerin yanına teknolojinin sağladığı “çarpan etkisini” ekleyerek başarı oranını ciddi şekilde yükseltmiştir.

4. Arama Yöntemleri, Algoritmik Yaklaşımlar ve Performans Ölçütleri

Kayıp bir kişiyi aramak için çeşitli sistematik arama desenleri kullanılır. Seçilecek yöntem, kaybolan kişinin son görüldüğü noktaya (SGN) ilişkin bilgiye, arazi şartlarına ve eldeki kaynaklara göre belirlenir. Klasik arama yöntemlerinden bazıları şunlardır:

  • Spiral (Dairesel) Arama: Arama ekibi veya görevlisi, kayıp kişinin son görüldüğü noktadan başlayarak genişleyen daireler çizerek dışa doğru arama yapar. Özellikle konumun kabaca bilindiği durumlarda uygulanır. Tek arayıcı ile yapılacaksa, spiral şekilde ilerlemek dikkat ve yön duygusu gerektirir; sürekli dönüş hareketi bazen arayıcının da yönünü şaşırmasına yol açabilir. Bu nedenle rotayı işaretlemek önemlidir. Spiral arama, merkezden dışa doğru her yönde mesafeyi eşit artırdığı için çok yakın çevreyi tarama konusunda etkilidir ancak geniş alanlara uygulanması pratik değildir.
  • Paralel Hat (Zincir) Arama: Birden fazla arama personeli yan yana hizalanarak belirli aralıklarla düz bir hat halinde yürür. Önceden belirlenmiş bir istikamete doğru tarama hattı şeklinde ilerlenir ve böylece geniş bir şerit eksiksiz incelenir. Düz bir şeridin aranması bittikten sonra bir sonraki şeride geçilerek ızgara (grid) şeklinde bir kapsama sağlanabilir. Zincir aramada ekip üyelerinin birbirini görerek ilerlemesi ve düz bir hat halinde kalması önemlidir; aksi halde arada boşluk kalıp hedef atlanabilir. Bu yöntem, ormanlık arazide iz veya nesne arama, delil bulma gibi durumlarda sıkça kullanılır ve çok yüksek bir tarama derinliği (yüksek bulunma olasılığı) sağlar. Ancak insan gücü yoğundur ve büyük alanlarda zaman alır.
  • Hızlı Gözden Geçirme (Hasty Search): Kayıp kişinin muhtemelen bulunabileceği en olası noktaları çabucak kontrol etmeye dayalı bir yaklaşımdır. Örneğin, bir çocuk kaybolduysa yakın çevredeki cezb edici yerler (oyun parkı, su birikintisi, tanıdık bir komşu evi vb.) öncelikle kontrol edilir. Deneyimli bir ekip veya köpekli arama timi kısa sürede bölgeyi dolaşıp kolay ulaşılabilecek yerleri tarar. Bu yöntem genellikle aramanın ilk saatlerinde uygulanır ve oldukça fazla vaka bu şekilde hızlıca çözüme kavuşur​dailyyonder.com. Hızlı arama sonuç vermezse daha sistematik ve kapsamlı yöntemlere geçilir.
  • Pasif Arama ve İz Takibi: Kayıp kişi hareket halinde olabilir; bu durumda stratejik noktalara gözlemci yerleştirmek de faydalı olur. Örneğin ormandan çıkabilecek patika ağızlarına, dere geçişlerine ekip konuşlandırmak (pasif arama) geleneksel bir taktiktir​dailyyonder.com. Ayrıca eğer kayıp şahsa ait ayak izi, giysi parçası, koku izi gibi ipuçları varsa iz takip köpekleri ve iz sürücüler devreye girer. Eğitimli arama köpekleri havadaki insan kokusunu veya belirli bir kişiye ait eşyadan aldığı kokuyu izleyerek hedefe doğru yönlenebilir. Bu, doğrudan kişiyle temas kurmayı sağlayan en etkili yollardan biridir. Ancak iz bulunamazsa veya kaybolduysa alan tarama yöntemlerine geri dönülür.

Modern arama planlamasında, bu geleneksel yöntemler genellikle algoritmik yaklaşımlarla desteklenir. Arama Teorisi olarak bilinen bilim dalı, bir hedefin bir alanda bulunma olasılıklarını ve arama kaynaklarının nasıl tahsis edilmesi gerektiğini matematiksel olarak inceler​dco.uscg.mil. Başarılı bir arama için kritik kavramlardan biri Alan Olasılığı (POA) ve Tespit Olasılığı (POD) değerleridir. POA, kayıp kişinin belirli bir bölgede olma ihtimalini ifade eder; bu ihtimal genellikle kayıp kişinin son görüldüğü noktadan uzaklığa ve arazinin özelliklerine göre uzmanlarca belirlenir​dco.uscg.mil. Literatürde, geçmiş vaka verilerine dayalı istatistiksel profillemenin POA tahminlerinde büyük rol oynadığı belirtilmiştir. Özellikle benzer demografik özellikteki kayıpların ne yönde ve ne mesafede bulunduğuna dair tarihsel veriler, arama yöneticilerine ışık tutar​dco.uscg.mil. Örneğin, deneyimler göstermiştir ki kaybolan bir yürüyüşçü genellikle patikadan çıkmadan ileri doğru devam eder (geriye dönmez); Alzheimer hastası bir yaşlı ise rastgele yön değiştirebilir veya yakındaki sık bitki örtüsüne girme eğilimi gösterebilir​dco.uscg.mil. Keza çocuklar yetişkinlerden farklı davranış kalıpları sergiler​dco.uscg.mil. Bu tür farklılıklar POA’nın bölgelere paylaştırılmasında dikkate alınır.

Bir bölgenin aranma etkinliğini ölçen POD kavramı ise, belirli bir arama tekniğiyle tarandığında o bölgedeki hedefi bulma olasılığı demektir​navcen.uscg.gov. Örneğin, yoğun çalılık bir araziyi iki kişi ile hızlıca taramak belki %50 POD sağlayacakken, aynı bölgeyi zincir formasyonunda 10 kişiyle adım adım aramak %90 üzeri POD sağlayabilir. Tabii ki daha yüksek POD, daha fazla zaman ve kaynak demektir. Bu nedenle arama planlamasında bir dengeleme söz konusudur: Hangi bölgeye ne kadar efor harcanacağı, o bölgenin POA değerine ve verilen çabayla elde edilecek POD artışına göre optimize edilir. Arama yöneticileri, bölgeyi segmentlere ayırıp her birine bir POA atar ve ekipler döndüğünde her segment için fiilen ulaşılan POD değerini hesaplar. Eğer bir segmentteki POD düşük kaldıysa (örn. ekip bölgeyi bitiremeden dönmek zorunda kaldıysa veya koşullar nedeniyle görüş kısıtlıydı), o bölgeye başka ekip tekrar gönderilir. Bu sayede arama oldukça bilimsel bir temele oturtulmuş olur​tcsr.org.uktcsr.org.uk. Nitekim ABD Sahil Güvenlik gibi kurumlar, yıllardır denizde arama operasyonlarında Bayesçi arama teorisini kullanarak olasılık hesaplarıyla başarı oranlarını artırmıştır. Kara aramalarında da bu prensipler giderek daha fazla uygulanmaktadır.

Performans ölçütlerine gelince, en temel gösterge bulma başarısı ve geçen süredir. İyi bir arama stratejisi, kayıp kişiyi mümkün olan en kısa sürede bulmayı hedefler. Bunun yanında canlı bulma oranı kritik bir kriterdir. Koester’in on binlerce vakalık analizine göre arama operasyonlarının %98’inde kayıp kişi eninde sonunda bulunmakta, %91’inde sağ olarak kurtarılmaktadır​onlinecaveman.com. Amaç, bu oranları daha da yükseltmek ve arama süresini kısaltmaktır. Bu nedenle her arama operasyonu sonrası performans değerlendirmesi yapılır: Hangi taktik işe yaradı, hangisinde gecikme oldu, ne gibi ekipman eksikliği hissedildi gibi sorular sorulur. Bu değerlendirmeler, sonraki aramalar için sürekli bir öğrenme döngüsü oluşturur. Son dönemde, akademik çalışmalar yapay zekâ destekli modellemelerle arama stratejilerinin verimliliğini ölçmektedir. Örneğin derin öğrenme algoritmaları kullanılarak drone aramalarının, klasik ızgara aramalarına göre ne kadar daha hızlı sonuç verdiği sayısal olarak ortaya konmuştur​pubmed.ncbi.nlm.nih.gov. Benzer şekilde farklı arama desenlerinin belirli arazi ve kayıp profillerinde teorik POD değerleri hesaplanarak en etkin yöntem seçilmeye çalışılır.

Özetle, arama yöntemleri sade bir “insan zinciri” oluşturmanın ötesine geçmiş durumdadır. Planlamacılar, “nerede, ne kadar, nasıl arayalım?” sorusuna yanıt verirken hem yılların saha deneyimini hem de bilgisayar destekli olasılık hesaplarını birlikte kullanmaktadır. Doğru yöntem seçimi ve iyi icra edilmiş bir arama, kayıp kişiyi bulma olasılığını maksimuma çıkarırken, gereksiz zaman ve emek kaybını da en aza indirecektir.

5. Eğitim, Tatbikatlar ve Sürekli İyileştirme Uygulamaları

Arama kurtarma ekiplerinin başarısı, büyük ölçüde eğitim seviyelerine ve pratik yapmış olmalarına dayanır. Eğitim, herhangi bir AK operasyonunun temel taşıdır; yeterli hazırlık olmadan ekipler verimsizlik, güvenlik zaafları ve görevde başarısızlık riskiyle karşı karşıya kalır​rigginglabacademy.com. Bu nedenle dünya genelindeki standartlar, AK personelinin düzenli aralıklarla eğitim almasını ve tatbikatlara katılmasını şart koşar. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) Ek-12’de yer alan madde 4.4, arama kurtarma etkinliğini sağlamak ve sürdürmek için devletlerin düzenli eğitim vermesini ve uygun AK tatbikatları düzenlemesini şart koşmaktadır​icao.int. Benzer şekilde Türkiye’de de AFAD koordinasyonunda yıl içinde çeşitli düzeylerde deprem, kayıp arama ve tahliye tatbikatları yapılmaktadır.

Profesyonel AK ekipleri, doğada arama teknikleri, ilk yardım, navigasyon (harita-pusula kullanımı, GPS), ip ve düğüm teknikleri, yüksek açı kurtarma, çığda arama, sel arama kurtarma gibi çok yönlü konularda sürekli eğitim alırlar. Yapılan araştırmalar, kapsamlı ve düzenli eğitimin ekip üyelerine sadece teknik beceri kazandırmakla kalmayıp öz güven aşıladığını, ekip içi iletişimi güçlendirdiğini ve gerçek olaylarda müdahale süresini kısalttığını göstermektedir​rigginglabacademy.com. Örneğin bir kurtarma timinin yıl boyunca periyodik olarak halatlı iniş-çıkış ve sedye ile yaralı taşıma tatbikatı yaptığını düşünelim; bu ekip, dağlık arazide gerçek bir vaka ile karşılaştığında hem görev dağılımını önceden prova etmiş hem de kullanılacak ekipmana aşina olduğu için çok daha seri ve hatasız çalışacaktır. Nitekim “düzenli antrenman yapan ekiplerin, yapmayanlara kıyasla olay anında daha hızlı organize olduğu” saha raporlarında vurgulanmaktadır.

Tatbikatlar, eğitimde öğrenilen teorik bilgilerin ve teknik becerilerin sahada sınanmasını sağlar. Senaryoya dayalı tam ölçekli tatbikatlar, ekiplerin birbirleriyle koordinasyonunu, komuta-kontrol işleyişini ve ekipman kullanımındaki pratikliği test eder. Örneğin, geniş çaplı bir kayıp arama tatbikatında gönüllüler de dâhil olmak üzere birçok paydaş bir araya gelir; komuta merkezi oluşturulur, iletişim protokolleri uygulanır ve gerçekçi bir zaman baskısı altında arama yapılır. Bu tatbikatların sonunda detaylı değerlendirme toplantıları (After-Action Review, AAR) gerçekleştirilir. Her ekibin karşılaştığı zorluklar, tespit edilen eksikler ve başarılı olan uygulamalar masaya yatırılır. Sürekli iyileştirme felsefesi gereği, her olay veya tatbikattan sonra dersler çıkarılarak prosedürler güncellenir​media.defense.gov. Amerikan Sahil Güvenliği’nin oluşturduğu Arama Kurtarma Sürekli İyileştirme Programı (SAR CIP) tam da bu amaçla, standart bir AAR süreci tanımlamıştır. Bu süreç sayesinde edinilen tecrübeler, “ders alınanlar” ve “iyi uygulamalar” kurumsal hafızaya kazandırılır ve gereken düzeltici adımlar kayıt altına alınır​media.defense.govmedia.defense.gov. Örneğin, bir tatbikatta iletişim aksaklığı yaşanmışsa bu durum raporlanır ve sonraki sefere kadar telsiz frekans planlarının ya da eğitimlerin gözden geçirilmesi sağlanır.

Sürekli iyileştirmenin bir diğer boyutu da ekip kültürü ve moral gelişimidir. Güçlü AK takımları, açık iletişim, geri bildirime açıklık ve mükemmelleşme arzusu ile karakterize edilir​rootly.com. Ekip üyelerinin hata yapmaktan korkmadan, her operasyon sonrasında “nasıl daha iyi yapabiliriz” diye ortak akıl yürütmesi teşvik edilir. Bu kültür, tatbikatlar sırasında da beslenir; deneyimli üyeler yenilere mentorluk yapar, herkesin fikrine değer verilir. Böylece tatbikatlar yalnız teknik bir prova olmaktan çıkar, ekibin özgüven ve dayanışma ruhunu da pekiştirir. Araştırmalar, yüksek riskli görevlerde birlikte ter döken ekiplerin arasında benzersiz bir güven bağı geliştiğini ve bunun gerçek operasyonlarda kritik önem taşıdığını belirtmektedir​rootly.com.

Sonuç itibariyle, arama kurtarma alanında “öğrenmenin asla bitmeyeceği” anlayışı hâkimdir. Her bir vaka, her bir tatbikat yeni bir tecrübe demektir. Bu tecrübelerin sistematik şekilde eğitime yansıtılması, AK organizasyonlarının dinamik ve gelişime açık kalmasını sağlar. Eğitimli ve alıştırma yapmış bir ekip, beklenmedik durumlara karşı hazırlıklıdır ve sahada soğukkanlılıkla en doğru adımları atabilir. Unutulmamalıdır ki, arama kurtarmada geçen her saniye değerlidir ve iyi eğitimli ekipler bu saniyeleri en verimli şekilde kullanmayı bilir.

6. Hukuki, Etik ve Sosyal Boyutlar (Gönüllü Katılımı, Sorumluluk, Güvenlik, Veri Kullanımı)

Arama kurtarma faaliyetleri, yalnız teknik bir uğraş olmayıp hukuki ve etik açıdan da pek çok mesele barındırır. Öncelikle, arama kurtarma operasyonlarının yasal sorumluluğu ülkelere ve durumlara göre değişebilmekle birlikte genelde resmî otoritelerin (Türkiye’de AFAD, Jandarma Arama Kurtarma veya yerel güvenlik birimleri gibi) sorumluluğundadır. Kayıp ihbarı alındığında, bölgede yetkili kurum harekete geçer ve gerekiyorsa sivil toplum veya gönüllü ekiplerin desteğini koordine eder. Bu noktada, gönüllü katılımının yasal çerçevesi devreye girer. Birçok ülkede gönüllü arama kurtarmacılar resmî akreditasyon ve eğitim aldıktan sonra operasyonlara katılabilir. Örneğin Türkiye’de 2019’dan itibaren AFAD, e-Devlet üzerinden AFAD Gönüllüsü programını başlatmış ve gönüllüleri Temel, Destek ve Uzman Gönüllü olarak kategorize edip kayıt altına almaya başlamıştır​dergipark.org.tr. Gönüllü olarak kabul edilen kişilere gerekli eğitimler verildikten sonra bir “Gönüllü Görev Kartı” düzenlenmekte ve ihtiyaç anında bu kişiler resmen göreve çağrılabilmektedir​dergipark.org.tr. Bu uygulama, gönüllü faaliyetlerin kurumsal bir yapı içinde gerçekleşmesini ve sorumluluk paylaşımının netleşmesini sağlar. Nitekim yasal olarak da, resmî organizasyonun bilgisi ve talimatı dışında bireysel girişimlerle aramaya çıkan kişiler bazı ülkelerde yaptırımlarla karşılaşabilir, çünkü düzensiz müdahaleler hem kendi güvenliklerini riske atar hem de operasyonu aksatabilir.

Güvenlik ve sorumluluk boyutu, özellikle gönüllülerin korunması açısından önemlidir. Gönüllüler, iyi niyetle hareket ediyor olsa da operasyon sırasında yaralanma, kaza gibi risklere maruz kalabilir. Hukuken, bu kişilerin haklarının korunması ve zarar görmeleri halinde tazmin mekanizmalarının işlemesi gerekir. Türkiye’de yürürlükteki mevzuata göre, bir afet veya acil durum sırasında resmî görev alan gönüllülerin karşılaşacağı olumsuz durumların sorumluluğu ilgili yetkili kurum (örneğin AFAD) üzerindedir​dergipark.org.tr. Bu, pratikte gönüllülerin sigortalanması ve iş güvenliği tedbirlerinin sağlanması anlamına gelir. Güvenlik hakkı ve sigorta hakkı, gönüllülerin temel yasal hakları arasında kabul edilir​911sar.org.tr. 911 Arama Kurtarma Derneği gibi sivil toplum kuruluşları, gönüllülere yönelik eğitimlerinde kimlik belgesi, gönüllü-yetkili kurum sözleşmesi, eğitim sertifikası ve sağlık raporu gibi belgelerin tam olmasının önemini vurgular ve gönüllülerin afet operasyonları sırasında güvenliklerinin sağlanmasını talep edebileceklerini belirtir​911sar.org.tr911sar.org.tr. Etik açıdan da, bir operasyonun yöneticileri sahada bulunan tüm personelin –ister maaşlı profesyonel ister gönüllü olsun– can güvenliğini birinci öncelikte tutmalıdır. Hiçbir kurtarma faaliyeti, ikinci bir kurban verme pahasına yürütülmemelidir. Bu nedenle risk değerlendirmesi yapılırken, gönüllülerin deneyim ve donanım düzeyine uygun görevler verilmesi esastır. Örneğin eğitim almamış sivillerin tehlikeli bir nehirde arama yapmaya kalkışması engellenmeli; bunun yerine daha güvenli alanlarda destek olmaları sağlanmalıdır.

Hukuki boyutta karşılaşılan bir diğer önemli konu, olağan yasal kısıtlamaların acil durumlarda esnetilmesi meselesidir. Örneğin, özel mülk veya sınır ihlali normalde suç teşkil edebilir; ancak bir hayat kurtarmak söz konusuysa “zaruret hali” ilkesi devreye girer. Bu ilke, daha büyük bir zararı önlemek amacıyla işlenen ihlalin hukuken mazur görülebileceğini belirtir. Gerçekten de arama kurtarma sırasında ekiplerin gerektiğinde özel arazilere izinsiz girmesi veya kapalı alanları zorla açması gerekebilir. Hukuken pek çok ülkede bu durumlar için hayat kurtarma amacıyla hareket eden kişiye yaptırım uygulanmayacağı öngörülmüştür​safetyphd.com. Örneğin ABD’de bir hukuk doktrini olarak “Law of Necessity” acil durumdaki ihlalleri değerlendirmede kullanılır: Makul bir kişinin, kayıp bir çocuğu kurtarmak için başkasının çitini aşmasının beklendiği bir durumda, bu eylem meşru kabul edilir​safetyphd.com. Türkiye’de de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 25/2 maddesi, “kişinin kendisinin veya başkasının muhatap olduğu ağır ve muhakkak bir tehlikeyi ortadan kaldırmak zorunluluğu” durumunda işlenen fiillerin cezasız kalacağını düzenler. Bu tip yasal düzenlemeler, arama kurtarma personelini olası tereddütlerden kurtarır ve zaman kaybetmeden harekete geçmelerini sağlar.

Veri kullanımı ve mahremiyet meselesi de modern arama kurtarmada dikkat edilmesi gereken etik boyutlardan biridir. Kayıp kişiyi bulmak amacıyla onun cep telefonu sinyal verilerinin operatörden talep edilmesi, sosyal medya hesaplarının incelenmesi veya sağlık bilgilerinin yakınlarından öğrenilmesi gerekebilir. Bu bilgiler, operasyon için hayati olsa da kişisel verilerin korunması ilkesi çerçevesinde özenle ele alınmalıdır. Acil durumlarda genellikle yasal istisnalar bulunur ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gibi düzenlemeler, hayati tehlike durumunda veri paylaşımına izin verir. Ancak bu veriler sadece arama kurtarma amacıyla sınırlı kalmalı, amacı dışında kullanılmamalıdır. Örneğin bir kayıp kişinin sağlık durumuna ilişkin öğrenilen hassas bilgiler (HIV pozitif olması gibi) gizli tutulmalı, sadece arama stratejisini etkileyecekse ilgili ekiplerle paylaşılmalıdır. Keza drone’lar ve kamera kayıtları, arama sırasında birçok masum sivili veya özel mülkü görüntüleyebilir; bu görüntülerin yetkisiz kişilerle paylaşılmaması ve uygun süre sonunda imha edilmesi etik bir zorunluluktur.

Toplumsal boyut ise arama kurtarmanın belki de en insani yönüdür. Kayıp bir kişi olduğunda, çoğu zaman yakınları, komşuları ve geniş halk kitlesi seferber olur. Bu spontane gönüllü katılımı, doğru yönetilirse arama alanının genişlemesine ve kısa sürede daha fazla yerin taranmasına yardımcı olabilir. Bunun başarılı örnekleri olduğu gibi, kötü koordinasyon halinde kalabalığın iş yükü yaratması durumu da söz konusu olabilir. Bu nedenle, sosyal medya ve yerel duyurular aracılığıyla gönüllü akışı kontrol edilmeli, belirli bir noktada toplanmaları ve kayıt alındıktan sonra gruplara ayrılıp resmi ekiplere entegre olmaları sağlanmalıdır. Toplumun bilgilendirilmesi de bir diğer hassas konudur: Arama süreciyle ilgili doğru ve düzenli bilgilendirme yapılması, hem dedikoduların önüne geçer hem de olası yeni gönüllü veya kaynak desteklerinin yönlendirilmesini sağlar. Arama sırasında geniş kitlelerin umutlu bekleyişi söz konusu olduğundan, basın açıklamaları ve bilgilendirmelerde etik ilkelere dikkat edilmelidir. Kayıp kişinin ailesinin mahremiyetine saygı duyulmalı, teyit edilmemiş bilgiler paylaşılmamalı ve özellikle çocuk kayıplarında kimlik ifşasından kaçınılmalıdır.

Özetle, arama kurtarmanın hukuki ve etik boyutu, operasyonda yer alan herkesin hak ve sorumluluklarının net olmasını, güvenliklerinin teminini ve temel insani değerlerin korunmasını gerektirir. Gönüllüler, bu sürecin kahramanları olmakla birlikte, onları koruyan yasal mekanizmaların varlığı hayati önemdedir. Aynı şekilde, kullanılan teknolojilerin ve verilerin toplum nezdinde kabul edilebilir olması, arama kurtarma faaliyetlerine duyulan güveni pekiştirir. Arama kurtarma organizasyonları, bir yandan “insan hayatını kurtarma” gibi yüce bir amacı gerçekleştirirken diğer yandan hukukun üstünlüğünü ve etik prensipleri gözetmekle yükümlüdür. Bu dengeli yaklaşım, hem operasyonel başarıyı hem de toplumsal desteği sürdürülebilir kılacaktır.

Kaynaklar:

  1. ScienceDaily – With Nothing To Guide Their Way, People Really Do Walk In Circlessciencedaily.comsciencedaily.com
  2. Online Caveman – Walking in Circles: The Psychology Of Getting Lostonlinecaveman.comonlinecaveman.com
  3. Safety Doc – Lost Person Behavior Factssafetyphd.comsafetyphd.com
  4. Koester, R. – Lost Person Behavior istatistik özeti​onlinecaveman.comonlinecaveman.com
  5. Dergipark (Gaziantep Üniv. Spor Bilimleri Derg.) – Arama Kurtarma Sürecinde Liderlikdergipark.org.trdergipark.org.tr
  6. Scientific American – Drones Are Doing the Dirty, Dangerous Work…scientificamerican.comscientificamerican.com
  7. Scientific American – Computer vision in SAR (Oliver Bimber’s research)scientificamerican.comscientificamerican.com
  8. Ewers, J. et al. (2025) – Deep RL for Drone Search (Frontiers in Robotics/AI)​pubmed.ncbi.nlm.nih.gov
  9. Navcen USCG – Theory of Search (Simplified)navcen.uscg.gov
  10. ICAO – Search and Rescue Exercise Manual (2006)​icao.int
  11. RiggingLab Academy – Overcoming SAR Challenges (Training)rigginglabacademy.comrigginglabacademy.com
  12. US Coast Guard – SAR Continuous Improvement Programmedia.defense.govmedia.defense.gov
  13. 911 SAR Derneği – Afet Gönüllülerinin Yasal Hakları911sar.org.tr911sar.org.tr
  14. Dergipark – Türkiye’de Afet Yönetiminde Gönüllülük ve Mevzuatdergipark.org.trdergipark.org.tr
  15. Safety Doc – Law of Necessity in SARsafetyphd.com